MİMARİNİN GELECEĞİ

Dijitalleşen yenidünya düzeniyle birlikte hiç şüphesiz köklü değişimlere uğrayacak mesleklerden biri de mimarlık olacaktır. Yaratıcı düşünceyi merkezine alan, analitik çözümlerle yol alan ve zekâya duygusal bir boyut katan mimarlık; belli standartlara sahip işlemcilerin dünyası olan yapay zekâyla ciddi bir rekabetin içine girecek mi? Zihinsel bir eylem olan tasarımların hayal kurma aşaması yok olursa ve insan beynine daha az iş kalırsa bizi nasıl bir gelecek bekleyecektir?

Endüstri 4.0 devrimiyle birlikte yapay zeka, nanoteknoloji ve robot bilimi; fantastik birer öge olmaktan çıkarken, tüm bu kavramların mimaride de kendilerine köklü bir yer edineceğini düşünüyorum. Şimdiden 3D yazıcılar ve sanal gerçeklik deneyimi hayatlarımızın içine kadar girdi.

Dünya Ekonomi Formu tarafından yapılan son açıklamada, yapay zekâ, nanoteknoloji ve robotik alanlarında yaşanan gelişmeler sebebiyle insan gücü gerektiren ve sosyal kabulünü kaybeden pek çok meslek dalının yok olacağı belirtildi. Diğer taraftan tüm dünyada ortalama olarak 7.1 milyar insan işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya. Çağın gerektirdiği en büyük gücün adaptasyon olduğunu düşündüğümden; değişim ve dönüşümün hızına adapte olamayan, yaratıcı üretime adım atamayan ve esnek sınırlarla rekabeti kontrol altına alamayan mesleklerin yok olmaya başlayacağını düşünüyorum. Çünkü artık ihtiyaçlarımızın değişmesi için aylar, yıllar ve nesiller geçmesi gerekmiyor. Sadece bir hafta hatta birkaç gün içerisinde yeni ihtiyaç alanları oluşurken, eskileri değer kaybedebiliyor. Mimarinin geleceğinde de, hızlı fikir üretebilen, yaratıcı düşünen, teknolojiye hâkim ve yeniliklerle birlikte esneyebilen kişi ve firmaların ayakta kalacağına inanıyorum.

FARKLI UZMANLIK ALANLARI

Mimarlık da tıpkı doktorluk gibi farklı uzmanlık alanlarına bölünebilir. Gelişen iş sahası ve sürekli yenilenen formlar yüzünden ne yazık ki her alana eşit profesyonellik ve bilgiyle yaklaşmak mümkün olmayabilir. İhtiyaç alanlarının büyümesi, mesleğe ait alt dalları da beraberinde getirecektir. Diğer taraftan sınırlı enerji kaynaklarına dair geliştirilen alternatifler ve kullanım mekanizmaları hepimiz için yeni birer kavram olacaktır.

Ofislerde çalışan sayılarının ciddi oranda azalacağı ve freelance olarak tabir edilen düzensiz çalışanların daha fazla rağbet göreceği bir dönemin içine girdik. Bilgisayar sistemleri ve geliştirilen yazılımlar her ne kadar insan beynine ve yaratıcı düşünceye daha az ihtiyaç kalacakmış algısını oluştursa da ben bunun tam tersi olacağını düşünüyorum. İnsana ait olan yaratıcı fikirler ve evrene dair geliştirdiğimiz sorumluluk bilinci, hiç olmadığı kadar değerli. Her geçen gün artan sayımız, geri dönüşümü imkânsız boyutlara ulaşan atıklarımız, tükenmeye yüz tutan enerji kaynaklarımız ve doğaya karşı verdiğimiz savaş devam ederse, insan ırkının sonu da yavaş yavaş gelecektir.

DAHA GÜZEL BİR GELECEK

İçinde yaşadığımız evrenin bir parçası olduğumuz her geçen gün daha fazla vurgulanırken, hayatta kalan meslek dallarının da olumlu yönde dönüşüme uğrayacaklarına inanıyorum. Çok fazla üretmenin artık bir amaç olmadığını neredeyse hepimiz biliyoruz. İnsan, hayvan, çevre ve canlı olan her şeyin sağlığını tehdit etmeye başlayan çok fazla üretim; tüketim çılgınlığıyla karşılığını buldu. Ancak tükettiğimizi yerine koymadığımız sürece, doğada eksik kalan her bir parçanın mevsimleri, iklimleri ve doğrudan yer küreyi etkilediğini görüyoruz. Mimarlık insanın barınma ihtiyacına yönelik oluşumlanmış bir meslek ama en büyük barınağımız dünyamız. Evrenin bize sunduğu her bir avantajı bölgesel olarak doğru değerlendirebilen ve inşa ettiği tek bir yapıda bile kilometrelerce uzunluktaki çevreyi düşünerek hareket eden mimarların, son derece önemli konumlarda olacaklarını düşünüyorum.

Diğer taraftan nüfus oranlarının ciddi şekilde artmaya devam etmesi; barınma, istihdam ve kaynak sorunlarını da arttıracaktır. Mimarlıkta da belli bir standardın yakalandığı, bazı bölgelerde tek-tip yapıların arttığı ve alan kullanımının son derece önemli olacağı bir geleceğe doğru ilerliyoruz.

YERİNDE ÇÖZÜM YOK OLACAK

Yapı elemanlarının robotlar tarafından sorunsuz bir biçimde üretilmesi ve şantiyede ideal oranla bir araya getirilmesi; saha ölçümlerini çok daha hassas bir hale getirecekken, şantiyede çalışan insan sayısı da azalacaktır. Yapının inşası devam ederken yapılan müdahaleler ve yerinde çözüm olarak nitelendirdiğimiz kavramlar sona erecek ve bir tasarımın her aşaması sadece bilgisayar yazılımlarıyla kusursuz biçimde baştan sona işlenir hale gelecektir.

Teknolojinin geldiği noktada bizlere sağladığı avantajlardan en büyüğü şüphesiz ki, yaptığımız meslek ne olursa olsun zaman kazandırmış olmasıdır. Ancak zamandan tasarruf etmenin zamanı iyi yönetebilmek anlamına gelmediğini de deneyimledik. Seri olan üretimin bile bir süre sonra başlangıç amacından uzaklaştığını görerek sınırlı adetlere yöneldik. Tabii ki teknolojinin gelişmeye devam etmesiyle konfor alanlarımıza da yenilikler gelecektir ancak mesleklerin geleceği ve hele ki mimarlık gibi zihin ve duygu ikileminde ilerleyen bir meslek için gelecek; henüz pek çok bilinmezle dolu, karmaşık bir süreçtir.

ŞEHRİN SİLÜETİNDEKİ ESTETİK; YATAY MİMARİ
30/05/2021
Tabiatın Tasarımından Gelen İlham; ORGANİK MİMARİ
30/05/2021